çalışmalar yerine, birtakım tekrarlar yapılır
olmuştu.
Oysa dinin, ilk devirlerdeki canlı ve aktif
hüviyetine
kavuşturulması, cemiyet bünyesi içinde çağdaş ihti
yaçlara cevap verecek sağlam bilgi ve anlayışla
müceh
hez kılınması, yine dinin ve hitabettiği kitlelerin
zaruret duyduğu bir ihtiyaçtır.
Dinin terkipçi ve asli
hüviyetine kavuşturulması,
her şeyden önce dinin ana kaynaklarına gidilerek
sağlanabilir. Bu, hem bu konularla ilgili olan
ları kaynakların henüz kabuklaştırılmamış özleri
ile temasa geçirmek ve hem de yüzyıllar boyu
tarihi, ictimai ve bilhassa siyasi olayların, din
ilim
lerinde yaptığı değişme ve gelişmeleri veya gerile
meleri göstermek bakımından yapılması icab eden
bir iştir. Öte yandan bu neviden çalışmalar, muh
telif mezhep ve fırkalar halinde zümreleşmiş toplu
lukların asli hüviyetlerini hem tanımak hem de ken
dilerine tanıtmak bakımından fevkalade faydalı
dır ; çünkü herhangi bir fırkaya mensup bir kimse
nin, ne kadar tarafsız ve ilmi zihniyete sahip
olmaya
çalışsa da, başka bir fırkayı, o fırkanın kendini
gördüğü şekilde göstermesi, hatta görüşlerini
olduğu
gibi aktarabilmesi mümkün değildir. Bu sebepten
bilhassa siyasi ve itikadi mezhep ve fırkaları,
kendi
eserlerinden tanımak ve öğrenmek, bu zümreler
hakkında tesir altında kalmaksızın bir hükme vara
bilmek imkanını sağlar.
İşte bu yoldaki ilk adım,
basım hazırlıkları
tamamlanmış olan Ehl-i Sünnet imamlarından
Abdulkahir b. Tahir b. Muhammed cl-Bağdadi
(429/1037)'nin "el-Fark beyne' l-Fırak"
adlı meşhur
ve kıymetli eserinin; ikinci adım da, elinizdeki kitabın
Türkçe'ye çevirilmesiyle atılmıştır. Allah imkan
|